hadi sofraya! yemekler hazir...

Kategorie: Resimler

Eat’n style – Gürme Fuarı ve Argan yağı

Dün benim için unutulmaz bir gündü. Köln’ün gürme fuarını ( Eat’n style) ziyaret ettim. Geçen sene ufak bir salonda yapmışlardı bu fuarı, bu sene Köln şehrinin meşhur fuar alanına aldılar ve gidip, gezmek nasip oldu. Çok güzeldi, çok yeni değişiklikler gördüm. Tariflerini denediğim meşhur ahcıları gördüm ve en çok hoşuma gidip dikkatimi çeken yeni bir yağ öğrendim.


Fas devletine ait bir yağ, ARGAN yağı. Argan ağacı yalnız Fas devletinde yetişen bir ağaç ve yalnız Fas’ın güney batı bölgesinde yetişiyor. Nesli tükenmek tehlikesi ile karşı karşıya bulunan bu güzelim ağaç, şu an korunma altına alınmış. Ağacın yaprakları zeytin ağacına benziyor, meyvası ceviz, fındık gibi sert kabuklu, Türkçe ismi “Fas zeytinağacı” ve bu ağaçtan çıkartılan yağ, havyar gibi çok pahalı ve kıymetli, her gürmenin kullanmak istediği ve tadına bakmak istediği bir yağ. Argan yağı yalnız besin olarak kullanılmıyor, cild ve saç için çok büyük faydaları varmış bu yağın, derinin yaşlanmasını önlüyormuş, çatlamış derinin çabuk iyileşmesine yardımcı oluyormuş. Bu sebepten, cild kremi ve vücud kremi olmak üzere, çeşitli kozmetik malzemeleri yapımın da kullanılıyormuş. Argan yağın da E-vitamini bol miktarda bulunuyormuş. Vücudun kolesterol ayarlaması bakımından büyük yararı varmış. Ne kadar üzücü bir şey, bu kadar çok yararı olan bir ağaç nesli tükenmek ile karşı karşıya. Argan yağının çıkartılması çok zahmetli, meyvalar yerden toplanıyor, güneşte kurutuluyor ve iki ağır taş ile eziliyor. 30 Kg. meyvadan alınan 4,5 Kg. çekirdekten ancak 1 Lt. yağ elde edilebiliyormuş. Ben bu yağın yararlarına ve tadına hayran kaldım. Bu yağı duydu iseniz ve tadına şimdiye kadar bakmadıysanız muhakkak alın ve deneyin derim, eğer duymadı iseniz, araştırın, bulun ve muhakkak tadına bakın. Kısacası benim için çok değişik ve bilgiler ile dolu, güzel bir gün geçti.

Resimleri bu bağlantıdan görebilirsiniz.


Rezene – Fenchel


Rezene – Fenchel

Gecenlerde Rezene ve Tonbaligi ile bir salata yapmistim, ne yazikki o gün aklima gelipte Salatayi yapmadan Rezene’nin resmini cekmemistim. Bir cok arkadaslardan Rezene’nin nasil bir sebze oldugu sorulari geldi. Bu sefer aldigimda hemen resmini cektim, söz vermistim. Rezene’nin kokusu ve aromasi cig oldugu zaman Anason’u andiriyor, ince yapraklarida ayni dereotu tadinda. Hem Salatasi güzel oluyor hemde sebze yemegi.

Güzel bir hafta sonu

japon bahcesi

Cok güzel bir pazar günüydü bugün. Hava sahane, üstelik hafta sonu. Buranin iklimi nedense bir tuhaftir, yazsam gülersiniz, ama yinede yazayim,. Mesela, is zamani pazartesinden cumaya kadar hava sahane olur, cumartesinden pazartesine kadar hava berbat. Sanki bizlerle oyun yapar Tabiat. Inanin hakikaten böyledir. Zaten bu sene ne bahar görebildik nede dogru dürüst yaz. Ya cok soguk oldu Temmuz ayinda (neredeyse kaloriferleri acmak zorunda kalicaktik düsünün) yada birden cok bunaltici bir sicak. Iste böyle tesadüfen sonbahar baslayinca Tabiat feryatlarimizi mi duydu nedir, birden güzel havalar geri geldi, üstelikte hafta sonuda dahil olmak üzere.
Iste bizde bugünü en iyi sekilde degerlendirelim dedik, bu hic akla gelmiyecek “sürpriz Pazar” gününü.
Ne yapalim? bahcemize gitmeyi pek istemedik daha dün mangal keyfimizi yapmistik.
Her sene adetimizdir, baharda ve sonbahar baslangicinda, bizim buranin meshur “Japon bahcesini” ziyaret etmek. 10.000 qm’lik bir alana kurulmus “Japon bahcesi”, bizleri her sene köprüleri, heykelleri, baliklari, ördekleri, su kablumbagalari ve en mühimi cesitli agac ve cicekleri ile hayretlere ve hayranliga ugratir.
Bu sene dogru dürüst bahar havasi göremedigimiz icin ilk ziyaretimiz yapilmadi Japon bahcesine. Ilkbahari pek göremedik, ama sonbahar daha ilk gününden yüzümüzü güldürdü ve bizde dogru Japon bahcesine dogru yol aldik.
O ciceklerin güzelligi, siril siril akan suyun göz alici parlakligi, sanki bahar yeniden gelmis havasi verdi bize. Ya Kablumbagalar, aman Allahim, nasil sevincliler, günes vurur üstlerine, o günesin verdigi sicaklikla firlamislar su yüzüne, cikmislar agac kütüklerinin üstüne, etrafta merakli boncuk gözlü cocuklar onlari izler. Anneler babalar büyük bir heves ve sabirla cocuklarina izah ederler, kablumbagalarin yasamini. Bu arada kocaman heybetli baliklar suyun icinde salina salina gezerler, buralar bizim mekanimiz dercesine.
Biliyorsunuz hepiniz Japonlarin bahceleri cok degisik, cok göz alicidir. Köprüleri hic eksik degildir Japon bahcelerinin. Televizyonda seyretmistim, evlerinin bahcelerinde dahi ufak köprüleri vardir Japonlarin. Bende bayilirim o köprülere. Tabiki, Japon bahcesi ziyaretimiz nasil yapilir, elimizde kameralarla. Her birimizin elinde kameralar ceke ceke doyamadik. Eve gelince cektigimiz resimlerin adetini görünce hepimiz sasirdik. Isin en zor tarafida bunlardan hangilerini secipte siteye koyayim düsüncesi. Hepsi birbirinden güzel resimler ama mecburen elemelerle bunlari ancak koyuyorum. Güzel gecen bir günü böylelikle sizlerlede paylasmak istedim.
Bu linke girerseniz resimleri izliyebilirsiniz.
==> LINK

Narbonne-Fransa

Saat 17:00 bahceden dönüyoruz, bugün sahane bir hava vardi. Tam bahcede otlarla, sebzelerle, toprakla hasir nesir olunacak bir hava. Sicak ama tatli bir sicak, hafif esinti, kizgin günes tatli beyaz bulutlarin arkasina saklamis isinlarini sanki bizleri yormamak icin.
Izinliyim iki haftalik izin aldim ama biryerlere gidemiyoruz daha dogrusu gitmiyoruz. Kizim en cok yapmak istedigi meslegini bitirdi ve ayin basinda en cok istedigi bir firmaya Praktikum yapmak üzere girdi. Eh haliyle biryerlere gitmek akla bile gelmez, ama mühimmi? Kattiyen degil en basta kizimin is durumu gelecegi mühim, ikinciside biryerlere gitmeden Bahceye gidip gelerek, balkonda müsait havalarda dinlenerekte tatil yapilir degilmi?

Iste böyle bizde beyimle bugünü bahcede gecirdik. Aklimda eve dönerken Siteye ne koyayim bugün düsünceleri daha dogrusu bugün aksama ne yemek yapayim, oda var, en sonunda beyimin fikrine boyun egdim ve firina hazir Pizza koyduk. Siteyede en cok sevdigim Fransanin Narbonne sehrinin büyük halinin resimlerini ev resim arsivinden cikarip koymak geldi aklima.

Neden diyeceksiniz, neden Narbonne sehrinin Halinin resimleri? Cok enteransant ve yemekle, mutfakla alakasi oldugunu düsündügüm ve sizlere de göstermek istedigim icin. Bir kac tanede sehirden görünümler ekledim.

Narbonne sehri, Fransa’nin Güneyinde, Ispanya sinirina yakin bir sehir. O taraflardaki köyler Fransa yerli halkinin yazin tatile gittikleri yerler ve sahane nefis saraplarin yapildigi üzümlerin yetisdigi bir bölge (Fitou, Roquefort des Corbieres gibi az taninmis ama nefis saraplar) . Aslinda Narbonne bir Industrie sehri ama cevresindeki kasaba ve köyler tamamen sarap, peynir ve yerli turizim ile gecinen yerler. Yabanci turist olmamasi daha dogrusu cok az olmasi nedeniyle bu bölge dinlenmek, yerli halki tanimak, nefis yemekler yemek, tatli sirin köy havasini yasamak icin sahane bir yer derim. Bizim tatil icin gittigimiz yer Narbonne’a 20 km uzaklikta, sirin, ufacik, minicik bir köy. Denize 2km uzaklikta. Ben size asil Narbonne Halinin resimlerini bu bölümde göstermek istedim.


Canal de la Robine


Hal’in giris kapisi


Cesitli deniz mahsulleri


Ton Baligi filetleri


Erzbischof – Palast


Roquefort’ta bir cesmenin resmi

© 2024 Soframiz.de

Theme von Anders NorénHoch ↑